20 Temmuz 2011 Çarşamba

wagamama kanyon


Uzunca bir süredir gitmek istediğim bir yerdi wagamama. Ama bir türlü gidememiştim, bulunduğu yerlere öğlen pek isim düşmüyordu, malum sevgilim de Japon-Çin mutfağına pek sıcak bakmıyor. Neyse geçenlerde kanyona bir isim düştü, ben de biraz daha oyalanip ogle yemeğimi wagamamada yiyeyim dedim.

Girişte hemen minik biz kız karşılıyor sizi ve hemen uygun bir yere yerleştiriyor. Merak etmeyin, bunu toplumsal baskılarımıza uygun yapıyor, kadinsaniz kadınların yanına, erkekseniz erkeklerin yanına oturuyorsunuz. Menünuzu de  hemen elinize tutusturup islerine geri donuyorlar. Sonra siz menüden kendinize uygun bir yemeği secmek icin cebellesiyorsunuz, ben uzakdoğu mutfağını sevdiğimden ve restoranın menüsünü de onceden incelediğimden ne söyleyeceğimi zaten biliyordum. Ama bu sefer de vaktim kısıtlı oldugundan teriyakkili tabakların servis süresi uzun oldugundan bir tabak tavuklu eriste söyledim. Otururken açık mutfak tam karşınızda duruyor, ancak ben hic uzakdogulu bir şef göremedim, bizim delikanlılarımız pisiriyorlardi yemekleri.


Neyse sonra affedersiniz öksüz doğuran boyutundaki tabağım, pardon çanağım kocaman bir tahta kasık eşliğinde geldi. Bir de acılı söylemiştim, yaz sıcağında yana yana yedim. Ha bu onların değil, tamamen benim sucum, dusuncesizligim, kısın süper gidecek bir yemek, yazın benim icin işkenceye dönüştü. Soğuk bir kıs gunü o eriste çorbası kesinlikle muhteşem olurdu. Porsiyolar hakikaten büyük, neredeyse yarısını zor bitirebildim.

Bir süre de hesabı ödemek icin cebellestikten sonra, bu arada hesap bütün orijinalliğe inat metal kofteci tabağında geliyor, kalktım. Not almayı unutmuşum fiyatları, ancak yanlış hatırlamıyorsam yediğim noodle 15tl civarı, bir adet soda 6tl civarı idi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder