21 Nisan 2011 Perşembe

i love sushi



denizden babam çıksa yerim. evet, yerim, şaka değil. pişmiş olsun, çiğ olsun hiç farketmez, her türlü balığı, kabukluyu ve hatta yumuşakçayı yerim .dolayısıyla da bir sushi fanatiğiyim. bizim oturduğumuz semtte bir tek sushico var, e fena değil tabi ama fiyatları biraz yüksek ve sushileri daha bir türk işi gibi geliyor bana. yani somon füme bile yemeyen sevgilim bile yiyebiliyorsa (doğumgünüm v.s. hatırına da olsa ) çok orjinal değildir diye düşünüyorum. ama ben orayı da seviyorum  ayrı...

bugün istinye parkta bir saat kadar işim vardı ama far east i görünce durduk yere öğlene kadar oyalandım durdum. kahvaltı olarak sushi yemeye utandım vallahi. ayaklarıma kara sular indi öğlene kadar gezdiğim için. neyse öğlen oldu da gidip oturabildim. şimdi burası meşhur dragon restoranlarının yan kuruluşuymuş. restoranın içerisi klasik loş chinese restorant. sushiler için bir bar mevcut. ancak benden başka restoranda bir kadın daha olduğundan öyle bir barda oturup sushi ortamı oluyor mu bilemiyorum. alkollü içki mevcut, bu güzel. görevliler oldukça güler yüzlü ve ilgililer. unutmadan, bir de dışarıya bakan büfe tarzı bir yerleri var, orada noodle falan satıyorlar, kağıt kutularda, onların fiyatları restoranda satılanlara göre daha ucuz, muhtemelen porsiyon ve servis farkından dolayıdır.




çok fazla yemek yiyen birisi değilimdir, çıkışta da spora gideceğimden rahatsız etmeyecek kadar birşeyler sipariş ettim. önce bir ekşili acılı çorba (12tl) , sonra da 6 adet spicy sake roll (12tl). çorbanın ekşisi, acısı güzeldi ancak benim beklediğimden çok çok yağlıydı. basbaya yağlıydı. yanında soda (5tl !!oha!!) içmeme rağmen bitiremedim. ancak rollar cidden güzeldi, yavaş ve sindire sindire yemeye çalışmama rağmen hızlıca süpürdüm hepsini. sushicoya göre rolların boyutları küçük. bu arada servis elemanları kesinlikle rahatsız etmiyor, yemeğiniz bitttikten sonra isterseniz 1 saat oturun, kimse gelip başka birşey istiyor musunuz, hesabı getirelim mi demiyor. kesinlikle daha geniş, daha aç ve menüyü biraz daha incleyerek tekrar gidilmeli. ben sevdim.

http://www.fareast.com.tr

Yazarken

Kalabalik alisveris merkezlerinin yemek katlarinda yaziyorum genellikle. herkes gecenin karanliginda, sakin deniz kenarinda falan yazar ama ben yazamam. Simdi gitsem palamutbukune, denizin kenarinda, agaclarin altinda, hafif bir meltem varken, biram ve kalamarim masamdayken yazamam. ben tamam olurum orada, yazacak derdim olmaz, yazmaya yada baska birseye ozlemim olmaz, hele bir de sevgilim elimin ucundaysa...

simdi ikea'nin restoraninda, kahvaltim onumde, catal bicak, coluk cocuk sesinden durduramiyorum kendimi yazmaktan. umraniye benim gordugum engarip, en varos yer. pardesulu, kafalarinda guller acan kadinlarin gunduz, mutlak toplu halde, cocuk egledigi, aksam ise basini pencereden disari bile uzatamadigi bir yer...