9 Ocak 2011 Pazar

Dolphin Boutique Hotel



aslında fotoğraflar her şeyi anlatıyor... banyonun minicikliği haricinde söyleyecek tek bir olumsuz şey yok. muhteşem manzaralı odalar temiz ve özenli dekore edilmiş, başka hiçbir şeye gerek kalmıyor. ama yine de bu işletmenin sahipleri Ali Rıza bey ve Hülya hanım ile oğulları Kemal ve Şevki nin misafirperverliği , sohbeti, yaptıkları yemeklerin lezzeti çok ama çok güzeldi. istanbul'a döndüğümüzden beri herkese ballandıra ballandıra bozburunu ve dolphin oteli anlata anlata bitiremedik.




  otelle ilgili kısa notlarım var yine de, gitmek isteyenler olursa diye... biz suit odada kaldık en üst katta, otel zaten bir kayalık resmen oyularak yamaca inşa edilmiş, her yer begonvil, bir de muz ağaçları var bolca. yarım pansiyon tercih ettik biz, zaten iki gece kalacağımız için dışarıda pek zaman geçirmek istemedik.




akşam yemekleri 3 çeşit meze, kocaman bir salata - bu arada bütün bozburunda salatalar bol zeytinyağlı yapılıyor - ve ana yemek (tavuk-balık-köfte) ten oluşuyor. kalabalık olmadığı için 2 gün de aynı mezeleri yedik ama lezzetliydiler sonuçta. ben bir gün levrek ızgara yedim, diğer gün ise fırında soslu pişirip getirdiler, ikisi de güzeldi.




öğle yemeklerinde ise, sanırım yazın sulu yemek falan çıkarıyorlar ama biz gittiğimizde otelde o öğlen sadece biz vardık, o yüzden ızgara tarzı bir şeyler yedik. ahtapot tek kelimeyle muhteşemdi, ha bir de bir çok yerde olduğu gibi tek bacağı önünüze atmıyorlar, bir porsiyonda yanlış hatırlamıyorsam 5 bacak falan vardı. kalamarlar keza, oldukça lezzetliydi, ve tabi ki ev yapımı patates kızartması, hem de zeytinyağında kızarmış. dondurulmuş patates kızartmasından o kadar tiksinmişim ki, bu patateslerin tadını unutmuşum resmen. (evde yağda kızartma yapmıyorum ). yemeklerle beraber yücel şarapçılığa ait, organik 4tp butik şaraplardan veriyorlar, biz ilk kez içtik ve beğendik, fiyatları da uygun (şişesi 35tl, kipa satış fiyatı 23tl, normal bir fiyat yani). bir de şarapla beraber şahane giden bir keçi peynirleri var ki mutlaka tadılması gerek.



kahvaltı mükellef, memleketleri malatyadan kayısı reçeli, bozburundan vişne, çilek ne varsa onun reçeli. hülya hanımın elinden çıkıyor kahvaltı, peyniri hangi köyden yağı kimden hepsini bir bir anlattı. ben yeşil zeytinlerini, sevgilim ise siyah zeytinlerini beğendi ama çok kaliteli değillerdi. o kadar da kusur olsun artık. 

bir de tekneleri var, yazın onu da mavi tura çıkarıyorlarmış. kablosuz internet mevcut, bizim oda üst katta olduğundan içeride gidip geliyordu ama balkonda ve restaurant kısmında sürekli var. son yıllarda marmaris civarında geçirdiğimiz tatillerin hepsi birbirinden güzeldi ama bozburun ve dolphin otel sanırım birinci sıraya yerleşti. güney egede her yer çok güzel gerçi ama tatilinizin güzel geçmesini sağlayan ya da tam tersi kötü gitmesine yol açan birlikte gittiğiniz kişiler ve işletmeciler kesinlikle. bozburunda başbaşa ve mutluyduk  ayrıca,  doğanyılmaz ailesi bizim anımızı  daha da güzelleştirdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder